Genel

GÜZEL İNSAN ABDULVAHAP SAKAR’I KAYBETTİK

Osmaniye’nin yaşayan canlı tarihi, Osmaniye- Zorkun Yaylası sevdalısı güzel insan Abdulvahap Sakar’ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Konuyla ilgili olarak Osmaniye Folklor Araştırmaları Derneği (AFAD) Başkanı Abdullah GİZLİCE, yaşamını yitiren Abdulvahap Sakar amcamızla ilgili hatıra ve duygularını paylaştı: VAHAP SAKAR Lakabı Vahap emmi. Nükteli sözleri, Pervasızca doğruları nükte ile çekinmeden söyleyen adam Güzel insan. Insanların gönlünde hürmetle yer alan adam. Allah sana rahmet etsin. Allah seni cennetine koysun. Ailene sabırlar versin. Osmaniye’ nin başı sağ olsun. VAHAP EMMİDEN BİR NÜKTELİ SİTEM 1970’li yıllarda yapılan bir seçim öncesi iktidar partisi olan bir siyasi partinin Adana milletvekili Zorkun yaylasına gelir ahali ile muhabbet etmek seçim çalışması yapmak ister. Kahveye halk toplanır, Vahap emmi de kahvenin en arkasına bir sandalyeye oturur. Milletvekili başlar hararetli konuşmaya. Vekilin anlatması hoşuna gitmez Vahap emminin. Çünkü her şey karneye bağlanmış petrol yok şeker yok gaz yok tuz yok vesselam piyasada pek bir şey yok. Vekile göre hérşey güllük gülistanlık ama Vahap emmi bir tepki koymanın kendine düştüğünü anlar, vekil konuşmaya başladığı anda arkadan bağırır. Pirinnnnç Vekil sesin nerden geldiğine bakar ama Vahap emmi şapkasını indirmiş oralı değil. Kısa bir sessizlikten sonra tekrar konuşmaya başlar vekil. Vahap emmi yüksek sesle yine bağırır: Pirinnnnnnnç Vekilin kimyası bozulur. Yahu arkadaş kim bu pirinç diyen adam. Vahap emmi oturduğu yerden gayet vakur bir şekilde ayağa kalkar ve… Benim ben. Yahu ne demek istiyorsun amca. -Yahu pirinç dedim pirinç. Pirincin rengi nasıldı bey efendi merak ettim de der. Vekil tepkinin sertliğini anlar ve hiç cevap veremeden konuşmasını bitiremeden çekip gider. Bu toplum böyle güzel ve cesur insanlar yetiştirdi. Allah rahmet etsin. (Abduullah Gizlice) Osmaniye’li Tarih öğretmeni REŞAT GÜREL de Abdulvahap SAKAR amcamızın vefatı ile ilgili duygularını sosyal medyada şöyle paylaştı: Osmaniye’ye, Zorkun Yaylası’na her gelişimde, “Vahap Dayı nasıl, görüşebilir miyiz?” diye soramayacağım artık. Zorkun’da Hizmet denilince Birlik Taksi gelirdi akla, Birlik Taksi denilince Vahap Sakar Dayı. Zorkun çarşısında ulu dağ kavakları vardı önceleri. Vahap Dayının ilk görevi o kavaklar arasına Al Bayrağımızı asmak olurdu. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında, Zorkun Yaylası Çocuk Şenlikleri’nde o vardı hep. Fethi Dinçer ağabeyin Orta Kahvehanesi sahnemizse karşımızda Birlik Taksi önü, Mustafa Dayımın dükkanı hanımların protokol alanıydı. Göz göze gelirdik İstiklal Marşımızdan sonra. Kalpağını çıkarıp sallardı kalabalık arasından. Mikrofonsuz elimin parmaklarıyla kaç dakika sonra ismini anons edeceğimi işaret ederdim. Alkışlar içinde sahneye çıkar alkışlar içinde okurdu şiirlerini, bozlaklarını; ” Belimizde kılıcımız Kirmani…” Son gördüğümde Zorkun Merkez Camisinden son çıkanlardan biriydi. Oysa namazını kılar kılmaz Muzaffer ağabeyimle yarışır gibi ilk çıkardı işini başına dönmek için. İlk İsmail kardeşimden okudum ki Vahap Dayımız Hakk’a yürümüş bugün. Bayraklar mahsun, çamlar mahsun, davullar, sinsinler, halaylar mahsun, ailen mahsun ve seni yıllardır özleyen Reşat yeğenin mahsun… Mekanın cennet olsun. RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN. Biz de basın olarak Abdulvahap Sakar amcamıza Allah’tan rahmet, kederli ailesi yakınları ve sevenlerine Zorkun sakinlerine başsağlığı diliyoruz. Hasan KILIÇ