Genel

TARSUS’TA ŞAHMERAN EFSANESİNİ İNCELEDİLER, HAYRAN KALDILAR

Osmaniye’li YÜCEL Ailesi, Tarsus’un tarihi mekanlarında incelemelerde bulundu.MHP Osmaniye Eski İl Kadın Kolları Başkanı Selma Ülkü YÜCEL ve ailesi, Şahmeran efsanesi ile ünlü Tarsus’ta tarihi bir ziyaret ve incelemelerde bulundu. Bir hafta süren gezi sonrası Şahmeran Efsanesi konusunda bir açıklama yapan Selma Ülkü Yücel, şunları söyledi: Şahmeran Efsanesi ile ünlü Tarsus’da ; Şahmeran ve Hamamı ile ilgili bir çok farklı hikayeler anlatılır. Eski bir Roma hamamının üzerine yapıldığı tahmin edilen yapının giriş kapısı üzerinde yer alan kitabede 1873 yılında Mir Mahmut Galip tarafından onarıldığı yazıyor. Dar ve basık geçitlerle kurnaların olduğu alana geçilen yapının Şahmeran efsanesinin ana mekanı olduğu söyleniyor. Dilden dile ve yöreden yöreye anlatılan Şahmeran Efsanesi kısaca; yılanların şahı olarak bilinen insan başlı, yılan gövdeli Şahmeran’ın Cansab adında bir gençle olan hikayesini konu ediniyor. Tarsus ve yakın çevresinde bilinen ve en çok anlatılan hikaye olan Şahmeran Efsanesi’nin kurgusunda kısaca, dostluk ve sonrasında verilen bir sırrın istenmeyen olaylara dönüşmesi ve ihanetin sonunda da ölümün yaşanmasını barındırıyor. Meran yılan, Şah ise baş anlamına geliyor. Baş yılan olarak adlandırılan Şahmeran, yılanın erkeğe aşık olmasını konu edinmektedir. – Kralın oğlu evlenmek ister. Ancak evleneceği kızın belden aşağısı yılandır. Şahmeran aslında orada kabul görmeyeceğinin farkındadır. Bu sebeple, yılanlara “Ben yukarıya evlenmeye çıkıyorum. Eğer davul sesleri durursa, bilin ki ben öldüm. O zaman çıkın ve insanları öldürün” der. Kral baktı ki oğlu üzülecek, mecbur olarak bu evliliğe razı olur. Şahmeran’a oyun kuran devletin adamları, “bizim burada evlenmeden önce gelinler hamama gider” der. Şahmeranı da hamama götürürler. Göbek taşında ise kesilerek öldürülür. Bu sebeple hamamın göbek taşında ve duvarlarında kanlar bulunmaktadır. Kan izleri normalde sıcakta ve zaman içerisinde kahverengi olması gerekirken, şahmeran’ın kanı hala kırmızı bir şekilde durmaktadır. Hasan KILIÇ